Sırp psikolog ve çocuk psikoterapisti Snezana Andjelic, “Gazze’de şu anda yaşananlar Hamas yüzünden değil. Gazze’de yaşananlar soykırımdır. Öldürülen 7 bin çocuk Hamas değil. Bu çocuklar her birimizin sorumluluğundadır, uluslararası toplumun sorumluluğundadır.” dedi.
Doğu Kudüs’te yaşadığı 2015-2019 yıllarında Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da birçok bölgede psikolog ve çocuk psikoterapisti olarak görev yapan Andjelic, bölgedeki çocuklara yönelik gözlemlerini AA muhabirine anlattı.
Andjelic, Filistinli çocukların sürekli stres altında olduğunun altını çizerek “Bu, çocukların yaşadığı kümülatif ve nesiller arası bir travma diyebilirim. Filistinli çocukların yaşadığı travmayı, anne babaları ve hatta dedeleri ile nineleri de yaşadığı için nesilden nesle geçen bir travmadan bahsedebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Bölgedeki çocukların sürekli endişeli bekleyiş içerisinde olduğunu söyleyen Andjelic, “Anne babalardan, çocuklarının uyku sorunu olduğunu, çok zor uykuya daldıklarını, tam anlamıyla uyku moduna giremediklerini duydum. Bu, ailelerin en büyük sorunlarından biriydi. Normal şartlarda 8 ila 10 saat arasında uyuması gereken çocuklar, orada 5 ila 6 saat arası ancak uyuyabiliyor.” diye konuştu.
“Dünyam küçüldü ve uluslararası toplum benim için gözden kayboldu”
Andjelic, barışın hakim olduğu bölgelerdeki çocukların gelecekle ilgili planlar yapabildiğini ifade ederek şunları kaydetti:
“İçinde bulunduğumuz zaman çok fazla stresli hale geldiğinde gelecek algısı kayboluyor. Gazze’deki çocukların çoğu, anne babalarının istediği şeyi yani ait oldukları yeri görmek istiyor. Bu çocukların ebeveynleri ve nineleri ile dedeleri bugünkü İsrail’in bulunduğu bölgeden kaçmak zorunda kalmışlar. O çocuklar, bizim çocuklarımız gibi geleceğe ya da büyüyünce ne olacağım düşüncelerine sahip değiller, ‘şimdi ve burada’ odaklılar. Bu da tam anlamıyla travmatize olmuş toplum anlamına geliyor.”
“İsrail’in son derece acımasız bir ülke olduğunu” ifade eden Andjelic, Filistinli çocukların yapabildikleri tek şey olan tanklara taş atma eyleminin sonuçlarının, ailelerine ait evlerin yıkılması anlamına geldiğini belirtti.
Andjelic, bölgede görev yaptığı ilk yıllarda uluslararası toplumun bölgede yaşananlara “Dur” diyeceğine inandığına işaret ederek “Kabul etmeliyim ki Filistinlilerle geçirdiğim 3 yılın ardından, ben de ‘Bugünü yaşayayım, işimi yapayım ve çocuklara yardım edeyim yeter.’ diyen biri haline geldim. Dünyam küçüldü ve uluslararası toplum benim için gözden kayboldu.” değerlendirmesinde bulundu.
“Öldürülen 7 bin çocuk Hamas değil”
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına işaret eden Andjelic, yaşananların dinler arası bir savaş olmadığını, Müslümanların “düşman” olarak gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu ve Hristiyan Arapların da var olduğunu söyledi.
Andjelic şöyle devam etti:
“Hamas işgalin bir sonucudur. Orada yaşanan kötülüklerin bazı sonuçlarının gerçekleşmesi gerekiyordu. Hamas’ın yaptığını da haklı bulmuyorum ama şunu söylemek istiyorum, eğer bir balonu çok fazla şişirirseniz bir noktada patlar. ‘1948’den beri işkenceyi her gün yaşayan insanların yerinde olsaydım ne yapardım? Arkadaşlarıyla balık tutarken denizde sınırı aştığı için oğlu öldürülen arkadaşımın yerinde ben olsaydım ne olurdu?’ diye düşündüm.
Gemilerdeki askerler 13-14 yaşlarındaki çocukları vurup öldürdüler. Arkadaşımın yerinde olsam nefret eder miydim, çocuğumu öldürdükleri o gemilere bakmaya dayanabilir miydim? Peki o ne yaptı biliyor musunuz? Hayatını diğer çocuklara adadı ve çocuklar için bir eğitim merkezi kurdu. İşte bu tür Müslümanlardan bahsediyoruz. Müslüman arkadaşım dedi ki, ‘Ben çocuğumu kaybettim ama diğer çocukların hayatlarını daha iyi hale getirmek için elimden geleni yapmak istiyorum.’ Gazze’de şu anda yaşananlar Hamas’ın yüzünden değil. Gazze’de yaşananlar soykırımdır. Öldürülen 7 bin çocuk Hamas değil. Bu çocuklar her birimizin sorumluluğundadır, uluslararası toplumun sorumluluğundadır.”
“Bugün tepki verip bu çocukları kurtarmazsak yarın çocuklarımızın durumu ne olacak?”
Bölgede 7 Ekim’de yaşananların, uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletlerin ve İsrail’in Filistinlilere karşı aldığı tavırdan kaynakladığına işaret eden Andjelic, hala çocukların ağlamasına izin veriliyor olmasının üzücü olduğu kaydetti.
Andjelic, “Her gün Gazze’deki arkadaşlarım hayatta kalmayı başaracak mı?” endişesiyle yaşadığını belirterek “Hıristiyan Amerika’nın başını çektiği tüm uluslararası toplumun sessiz kaldığı, hatta her gün çocukların acı çekmesini ve ağlamasını desteklediği görülüyor.” ifadesini kullandı.
Uluslararası toplumun Gazze’de yaşananlara sessiz kalmasının kendisinde hayal kırıklığı uyandırdığını ifade eden Andjelic, Gazze’den gelen görüntüleri izlemekte zorlandığını ve tüm bu sessizliğin kendisine, “Bugün tepki verip bu çocukları kurtarmazsak yarın çocuklarımızın durumu ne olacak?” sorusunu hatırlattığını belirtti.
Andjelic, “Biz ayağa kalkıp etki yaratacak ve bir şeyler yapacak uluslararası toplumu yeniden inşa etmek zorunda olan insanlarız. Öncelikle Müslümanlara yönelik propagandayı durdurmamız gerekiyor. Sevgili Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Araplar sadece farklı bir kültür. Farklı kültüre ait oldukları için onları düşman olarak görmekten vazgeçin. Araplar ne vahşi ne saldırgan ne de katildir; kendi kültürüne sahip çıkan harika bir halk, medeni ve eğitimli bir halktır.” değerlendirmesinde bulundu.