Aksaray’da eski “nişanlısı” Melike Arıbaş‘ı (15) öldürüp, babası Doğanay Arıbaş‘ı (42) yaralayan Muhammet Kılıç (22), ilk duruşmada, “Berberde tıraş oldum, çorba içmeye gittim. Araçları geçerken tesadüfen gördüm. Peşlerine takıldım, kalktım, yürüyerek gittim. Yanımda silahım vardı. Düşman sahibiyim, koyunlarım var. Silahım her zaman üstümde olur. Arabanın yanına gittim. Kızları araçtan indi. Tam dönüp gidecektim, öfkeme yenildim. Sol omzunun üstüne ateş ettiğimi hatırlıyorum. Başka da bir şey hatırlamıyorum” dedi. Doğanay Arıbaş’ın Kılıç’a duruşma sırasında “Çocuk katili” diye bağırması üzerine gerginlik çıktı. Küfreden Kılıç, salondan atıldı
Olay, 3 Aralık 2022’de saat 14.00 sıralarında Taş Pazar Mahallesi’nde meydana geldi. Çimeli köyünde oturan Melike Arıbaş, ailesi ile konvoy eşliğinde düğünü yapılan bir yakınlarının kınasına gitti. Arıbaş, otomobilden indiği sırada bir markette çalışan aynı köy nüfusuna kayıtlı, olaydan 1 yıl önce 3 ay nişanlı kalıp ayrıldığı Muhammet Kılıç’ın silahlı saldırısına uğradı.
Tabancayla başından vurulan Melike Arıbaş, kanlar içinde yere yığılırken, peş peşe açılan ateş sonucu babası Doğanay Arıbaş da boynundan yaralandı. Kılıç ardından tutukluk yapan tabancasının şarjörünü değiştirip, diğer davetlilerin üzerine ateş etmeye devam etti. Mermiler, davetlilere isabet etmedi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan yaralılardan Melike Arıbaş, kurtarılamadı. Doğanay Arıbaş da tedavisinin ardından taburcu oldu. Saldırının ardından olay yerinde 12 adet boş kovan bulunurken, kaçan Muhammet Kılıç yakalanıp, tutuklandı.
“Yarı müstehcen fotoğraflarını internete attım”
Muhammet Kılıç’ın Aksaray 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘tasarlayarak kasten öldürme ve yaralama’ suçlarından yargılanmasına başlandı. Kılıç, mahkemedeki savunmasında, Melike Arıbaş ile evlenmek istediğini belirterek, “Kızları ile evlenmek istiyordum ancak ailesi buna müsaade etmedi. Bu yüzden kızdım, yanlış şeyler de yaptım. Bu sefer de sağda, solda iftira attılar. Güya nişanlıyken kızlarını dövüyormuşum, ‘Ahıra girme, annenin, babanın işini görme’ diye tehdit ediyormuşum. Dedikoduları duydum, M.Ö. aracılığıyla uyardım. Sonrasında da kızlarının fotoğrafını kızgınlıkla internete attım. Yarı müstehcen ama kapalı bir şekilde fotoğraflardı. Fazla durmadı. 5- 10 dakika kadar bile durmadı, sonra da sildim” dedi.
“Silahım her zaman üstümde olur”
Olay günü konvoyu tesadüfen gördüğünü öne süren Kılıç, şunları söyledi:
“Olay gününe gelirsek de 1 gün öncesinden kararlaştırmıştık, kız arkadaşımla buluşacaktık. Berberden tıraş oldum, çorba içmeye gittim. Araçları geçerken tesadüfen gördüm. Peşlerine takıldım, kalktım, yürüyerek gittim. Yanımda silahım vardı. Düşman sahibiyim, koyunlarım var. Silahım her zaman üstümde olur. Arabanın yanına gittim. Kızları araçtan indi. Tam dönüp gidecektim, öfkeme yenildim. Sol omzunun üstüne ateş ettiğimi hatırlıyorum. Başka da bir şey hatırlamıyorum. Doğanay Arıbaş’ın ‘Dur yapma, ne olur’ dediğini hatırlıyorum. Annesi zaten dibimdeydi, ona hiçbir şekilde eylemde bulunmadım. Doğanay’a da niyetim yoktu ama direksiyon başında olduğu için isabet etmiş. 4 el ateş ettiğimi hatırlıyorum. Sonuncu mermiyi de dışarıya doğru attım. İstemiş olsaydım Doğanay’ı da vurabilirdim“
Olay sırasında küfrettikleri gerekçesiyle diğer davetlilere de ateş açtığını belirten Kılıç, “Şarjörüm bitti. Yolda şarjörü değiştirdim. Küfredince de ateş etmeye devam ettim. Peşimden gelmemeleri için şarjörü taktım. Havaya da yere de ateş etmedim. Nişan alarak karşı tarafa ateş ettim. Kızgınlıkla, korkutmak amacıyla ateş ettiğimi söylemiştim. Direkt onları hedef alarak ateş ettim” dedi.
“Çocuk katili” diye bağırdı
Duruşma sırasında Doğanay Arıbaş, Kılıç’a ‘Çocuk katili’ diyerek bağırdı. Bunun üzerine Kılıç da küfredince, duruşmayı izleyen Arıbaş’ın yakınları tepki gösterdi. Polisin müdahalesiyle taraflar sakinleştirilip, Kılıç salondan atıldı. Daha sonra Kılıç’ın SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katılmasına izin verildi. Saldırıda yaralanan Doğanay Arıbaş da “Evimizin etrafında ailesi ile silahlı geziyorlardı. Aradan belli bir zaman geçti, evimize ateş etmeye başladılar. Karakola bildirdik, şikayetçi olduk, yine bir şey olmadı. Olaydan önce 10 kez şikayetimiz vardır. Olaydan önce 7 ay boyunca mücadele ettik, kurtulamadık. Şikayetten sonra tehditler artmaya başladık. Bunların hedefi, bir kişi değildi, bir aileyi komple yok etmekti. Düğün salonuna tek araçla geldiğimiz için hepimizi öldürmek istedi. Melike’yi öldürmek istese köyde de öldürebilirdi. Düğün salonunda elimizde ne bıçak olur ne silah olur. Kızımı öldürdü, sonra bana silah sıktı. Kafamı çevirince mermi boynumdan girip, çıktı. Sonrasında eşime doğru silahı çevirdi” dedi. Duruşma, tanıkların dinlenmesinin ardından ertelendi.
“Silahı tutukluk yapmasa hepsini öldürecekmiş”
Mahkeme sonrası DHA’ya açıklama yapan Doğanay Arıbaş, şu ifadeleri kullandı:
“Sadece kendi aramızda bir söz kestik. Sonrasında kızımızı baştan sona sahiplenmiş gibi oldu. Kızımı evden dahi çıkamayacak durumu getirdi. O dönem mahkemeye başvurup, uzaklaştırma isteyince ve tüm doğruları anlatınca Muhammet Kılıç, kendini yenemedi. Bize mahkemede saldırmaya kalkıştı. Hakimlerimiz, polis ve çevik kuvvet araya girerek, bunları salondan dışarı çıkardı. Bizi de sakinleştirdiler. Dava tekrar kaldığı yerden devam etti. ‘Tasarlayarak yapmadım’ diyor. Tasarlayarak yapmayan kişinin üzerinde 3 şarjör mermi, 2 tane rambo bıçağı ve sustalı bıçak olması, normal bir durum değil. Tasarlamasa böyle bir olay olur mu? Bizim aracımızı da takip ettiği ortaya çıktı. Bunu da inkar etti. Kamera görüntülerinde bizim araç geçiyor ve sonra bizim arkamızdan koşarak geliyor. Mahkemede öldürmeye sıkmadığını ve korkutmaya sıktığını söyledi. Kızımın 4 tane vücudundan, 2 tane de kafasından mermi çıktı. Bu nasıl öldürmeye teşebbüs değil? Silahı tutukluluk yapmasa hepimizi öldürecekmiş. Bu kişinin gerekli cezayı almasını ailecek bekliyoruz. Öğle bir ceza alsın ki bundan sonraki kız çocuklarına böyle bir durum olmasın”(DHA)