HUV’dan panel: Hesap uzmanları “Enfasyonla Mücadele ve Merkez Bankacılığı”nı mercek altına aldı

Maliye Hesap Uzmanları Vafı’nın (HUV) düzenlediği “Enflasyonla Mücadele ve Merkez Bankacılığı” konulu panelde merkez bankalarının kurumsal yapıları, gelişen piyasa ülkelerinin enflasyon hedeflemesi uygulamasında karşılaştığı zorluklar konuşuldu.

HUV üyelerinin yanı sıra, bürokratlar, iş insanları, vergi müfettişleri, denetim firmaları temsilcileri, yeminli mali müşavirler ve finans dünyasının temsilcilerinin katıldığı panelin açış konuşmasını Sunuş konuşmasını HUV Başkanı ve Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, açış konuşmasını ise T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptı.

Panelin sunuş konuşmasını yapan HUV Başkanı ve Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren 29 Mayıs 1945’te Maliye Bakanlığı bünyesinde Hesap Uzmanları Kurulu’nun kurulduğunu ve 2011’de Maliye Teftiş kurulu tarafından kapatıldığını hatırlatarak, “Türk bürokrasisinde müsteşar, müsteşar yardımcısı, başkan, genel müdür, yüksek yargı yöneticisi ve diğer üst düzey yöneticiler bu Kuruldan çıkmıştır. Bu ve benzeri çatıların yeniden kurulması en büyük dileğimizdir” diye konuştu.

Panelin açış konuşmasını yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin tek önceliğinin fiyat istikrarı olduğunu belirterek “Enflasyonun düşük tek hanelere indirilmesi çok ciddi bir iş, zaman, kararlılık ve sabır gerektiriyor. Enflasyondaki geçiş süreci bu ay sona eriyor. Şu anda dezenflasyon sürecinin eşiğindeyiz. Eylül’de inanıyorum ki; 40’lı rakamları görebiliriz” dedi.

Merkez Bankası’nın ihtiyaç duyduğu halde ihtiyacın da ötesinde likiditeyi çekmek için borç alınacağını söyleyen Şimşek, “Aylık enflasyonda tekrar bir patikaya oturuyoruz, bizim hedeflerimize yakın bir patika. Piyasa henüz o noktada değil, biz yönetilebilir olduğuna inanıyoruz; gerektiğinde ilave adımlar da atılacak. Bütçe açığını gelecek yıl yüzde 3’ün altına çekmekte kararlıyız” ifadelerine yer verdi.

Son 20 yılda cari açıkta yüzde 3,58’lik bir açık olduğunu hatırlatan Şimşek, hedefin kalıcı olarak yüçde 2,5’in altında olduğunu söyledi. Şimşek, önümüzdeki 3 yılda Türkiye’ye taahhüt edilmiş en az 60 milyar dolarlık bir kaynak olduğunu belirterek bu kaynağa “sıcak para denemeyeceğini ekledi.

Piyasa fiyatlamalarını değerli gördüğünü belirten Şimşek, “Tüm bu kazanımların geçici olmaması için bizim yapısal dönüşüme ihtiyacımız var. 2008 yılında açıklanan rapora göre dünya büyümesi yüzde 5 civarındaydı” dedi. Şimşek, büyümeyi yukarı çeken faktörlerin yapay zeka kullanımındaki verimlilik ve yapısal reformlar olduğu söyledi.

Açılıştan sonra Bilkent Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Kara‘nın moderatörlüğünde yapılan “Enflasyonla Mücadele ve Merkez Bankacılığı” panelinde, Polonya eski Başbakanı ve Merkez Bankası eski başkanı Prof. Dr. Marek M. Belka ile Macaristan Merkez Bankası eski başkanı András Simor görüş ve tecrübelerini paylaştı.

Conrad Bosphorus Hotel’de, 29 Mayıs’ta yapılan panelde her iki ülkenin Merkez Bankaları eski başkanları kendi ülkelerindeki tecrübeleri anlatarak, Türkiye’nin enflasyonla mücadelesini yorumladı.

Burada konuşan Belka, Polonya’nın 1980’lerde yüksek enflasyonla mücadele sürecini anımsatarak, pozitif ve reel faiz oranlarının kısa dönemde değil, uzun dönemde olması gerektiğini söyledi. Belka, “Güvenilir bir merkez bankanız varsa bu enflasyonun bedeli daha az olur” dedi.

Simor da Türkiye’de ekonominin geliştiğini ve ülkenin daha zenginleşmesini izlemenin çok güzel olduğunu dile getirdi. Simor, “Tabii ki, her zaman sınamalar olacak. Enflasyon da çok büyük bir sınama. Burada Macaristan hakkında konuşmadan önce öncelikle sürdürülebilir dezenflasyon politikalarından bahsedelim. İlki herkesin hedef ve neye ulaşmak istiyoruz konusunda hemfikir olması gerekiyor. Hem merkez bankası hem de yetkililer arasında bu hedef hakkında bir hemfikir olunması gerekiyor” diye konuştu. Simor, enflasyonun ve enflasyonla mücadelenin çok uzun vadeli bir olay olduğunu da sözlerine ekledi.