İZMİR’de, ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 5’inci maddesi gereği 15 yıla kadar hapsi istenen eski Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Cüneyt Hoşcoşkun, FETÖ ile ilgili iddiaları reddederek, “Benim örgütle bağlantım yok. Rektörlük görevimi yönetmelikler doğrultusunda yaptım, devlete ihanet etmedim” dedi. Hoşcoşkun’un ev hapsi kaldırılıp, yurt dışı yasağının devamına karar verilerek, duruşma ertelendi
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ’ye yönelik soruşturması kapsamında, 11 Eylül 2017’de hakkında yakalama kararı çıkarılan ve 6 yıldır aranan eski Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Cüneyt Hoşcoşkun, 4 Temmuz’da kolon kanseri ve böbrek yetmezliği tedavisi için gittiği Ege Üniversitesi Hastanesi’nde yakalandı. İki haftalık tedavi sürecinin ardından polisin gözaltına aldığı Hoşcoşkun, emniyete götürüldü. Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen Hoşcoşkun, 2017’den bu yana firari olması nedeniyle tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Yükseköğretim Kurulu tarafından 28 Şubat 2017’de Ege Üniversitesi’ndeki rektörlük görevinden açığa alınan ve 25 Ağustos’taki ‘Kanun Hükmünde Kararname’ ile meslekten ihraç edilen Hoşcoşkun, 18 Temmuz’da tutuklandı. Bir ay tutuklu kalan Hoşcoşkun, duruşması öncesi, sağlık sorunları, etkin pişmanlık yapması, delillerin toplanmış olması ve kaçma şüphesinin ortadan kalkması gerekçesiyle ev hapsi verilip, serbest bırakıldı.
’39 ŞÜPHELİ ATAMA’
Soruşturmanın tamamlanmasının ardından Hoşcoşkun hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, Hoşcoşkun’un kızının FETÖ’nün en önemli finans kaynaklarından Yamanlar Koleji’nde eğitim gördüğü, Hoşcoşkun’un da FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu için 2016’da kayyım atanan Türkiye Tabipler Vakfı’nın kurucularından olduğu belirtildi. Hoşcoşkun’un Şifa Hastanesi’ndeki ilk organ naklini gerçekleştiren kişi olduğu da iddianamede yer buldu. Alınan MASAK raporlarında sanığın, TMSF’ye devredilen Kavuklar Şirketi’ne 2012’de 10 adet 9 bin 350 lira, 2 kez de 23 bin 750 lira gönderdiği de belirtildi. İddianamede Hoşcoşkun’un, rektör olarak görev yaptığı dönemde atadığı kişilerden 39’u hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kapsamında adli veya idari soruşturma yapıldığı da yer aldı. Eski rektörün etkin pişmanlıktan yararlanmak istediği ancak toplanan deliller ışığında bu hükümlerin uygulanmaması gerektiğine karar verildiğine de vurgu yapıldı.
‘ÖRGÜT MUSKACISINA MUSKA YAPTIRMIŞ’
Şüphelinin Ege Üniversitesi’nde okuduğu dönemde söz konusu yapıyla tanıştığı, bu yapının üst düzey yöneticileri olan Mahmut Akdoğan, Şerif Tekalan ve Mehdi Yeksan ile bağını devam ettirdiğine vurgu yapıldı. Hoşcoşkun’un, Ege Üniversitesi Rektörü seçilebilmek için örgütün muskacısı olarak bilinen ve FETÖ üyeliğinden hüküm giyen Mehmet Bozkurt’a muska yaptırdığı, evindeki aramada bu muskanın bulunduğunun altı çizildi. Eski rektörün, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün İzmir İl İmamı olan Bekir Baz’ın sohbetlerine katıldığı ve bu terör örgütünden işlem görmüş olan birçok kişiyle iletişim tespitinin hatta para transferlerinin bulunduğuna da vurgu yapıldı. Örgüt tarafından Hoşcoşkun’un destek mahiyetinde takip edildiği, rektörlük seçiminde şüphelinin adının ve soyadının alındığı, oyun ve referanslarından ByLock yazışma içeriklerinde adının bulunulduğu da iddianamede yer buldu. Hoşcoşkun’un, ABD’de elebaşı Fetullah Gülen’i ziyaret ettiğine dair tanık beyanı ve ihbar dilekçesinin olduğunun da altı çizildi.
‘FAALİYETLERİNİ GİZLİLİKLE SÜRDÜRDÜ’
Sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün bir mensubu olarak örgütün ideolojisi ve stratejisi doğrultusunda hareket ettiği, örgütün hücre tipi yapılanmasının devamını sağladığı ve bu yapıyı örgütün üzerinde hassasiyetle durduğu tedbir ve takiye faaliyetlerine özen göstererek gizlilikle sürdürdüğü belirtildi. Hoşcoşkun’un örgüt lider ve yöneticilerinin talimatlarına istinaden, bağlılık ve kararlılıkla, örgütün organik yapısına dahil olup emir komuta zinciri içerisinde yer alarak süreklilik, çeşitlilik arz eden şekilde eylemler sergileyip, kendisine verilen görevi yerine getirmek için hareket ederek üzerine atılı, ‘Silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçunu işlediği belirtildi. Alınan ifadeler ve toplanan deliller ışığında savcı, Hoşcoşkun hakkında ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 5’inci maddesi gereğince 15 yıla kadar hapis cezası isteminde bulundu.
HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Eski rektör Prof. Dr. Mustafa Cüneyt Hoşcoşkun, bugün ilk kez 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya avukatı Abdi Yaşar ile katılan Hoşcoşkun, savunmasında, “FETÖ’yle birlikte olmadım. Toplantılarına katılmadım. Davetlerine gitmedim. Gazete ve dergi gibi yayın organlarına abonelik yaptırmadım. ByLock ve benzeri hiçbir programlarını kullanmadım. Bank Asya’ya para yatırmadım. Benim örgütle bağlantım yok. Örgüt okul ve dershanelerinde okumadım. Ailemden kimsenin hakkında, FETÖ’den işlem yapılmadı. FETÖ liderini veya okullarını ziyaret etmedim. Yurt dışı ziyaretlerimde sadece bilimsel kongrelere katıldım. Bağış, zekat vermedim. Destek olmadım. Adlarına para toplamadım. Rektör seçimimde FETÖ’nün katkısı veya desteği olmadı. Bana yardımcı olmadılar. 2008-2012 arasında aday olmuş, seçilememiştim. Üniversitedeki konumum gereği, iftar programına katıldım. Ben devletime ve milletime sadık bir insanım. Hastalıkları tedavi etmek için ömrümü verdim” diye konuştu. Savunmasını sürdüren Hoşcoşkun, FETÖ’yle hiçbir bağlantısının olmadığını vurgulayarak, “Rektörlük görevimi yönetmelikler doğrultusunda yaptım. Devlete ihanet etmedim. Örnek sayılabilecek bir insanım. Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyor ve beraatımı talep ediyorum” dedi.
ETKİN PİŞMANLIK İÇİN SAMİMİ AÇIKLAMA İSTENDİ
Mahkeme başkanı, FETÖ’yle bağlantısı olmadığını söyleyen Hoşcoşkun’a “Madem bağlantın yok. FETÖ’yle bağlantılı 11 kişinin ismini vermişsin. Bu bilgileri nereden biliyorsun?” diye sordu. Hoşcoşkun, “O zaman kendilerine ‘cemaat’ diyorlardı. Örgüt değildi. Bunlar da cemaatten olduklarını söylemişti. Elebaşına, ‘Hoca Efendi’ diyorlardı. Benim hiçbir temasım olmadı” dedi.
Mahkeme başkanı, etkin pişmanlık için samimi davranması gerektiğini söylediği Hoşcoşkun’a 11 kişinin ismini verdiğini ancak bunlardan 3’ünün öldüğünü, 5’inin firari olduğunu ve 3’ü hakkında zaten işlem uygulandığını hatırlattı.
‘6 YILDIR NEDEN KAÇIYORSUN?’
Mahkeme başkanının, “Cahil insan değilsin. Rektörlük yapmışsın. Madem hiçbir bağlantın yok. Neden 6 yıl boyunca gelmediniz?” sorusuna da Hoşcoşkun, “Hiçbir suçum yokken rektörlük görevimden aldılar. Aleyhime yayınlar yaptılar. Korktum” cevabını verdi. Hoşcoşkun’un kendi isteğiyle teslim olduğunu söylemesi üzerine mahkeme başkanı, hastalığı nedeniyle savcılığa başvurduğunu ve operasyon sonrası bu nedenle gözaltına alındığını hatırlattı.
ÇEKMECESİNDEKİ MUSKADAN HABERİ YOKMUŞ
Mahkeme başkanı, ilk organ naklini FETÖ’den kapatılan Şifa Hastanesi’nde yaptığını hatırlatması üzerine Hoşcoşkun, “Böbrek nakli ameliyatı gerçekleştirdik. O zaman FETÖ değil, cemaatti. Sağlık Bakanlığı ve üniversitenin izniyle operasyonu yaptık. Bakanlığın gönderdiği böbrekleri naklettik” dedi.
FETÖ liderini 2011’de ziyaret edip etmediği sorulan Hoşcoşkun, bu iddiayı reddederken; evinde bulunan muska da soruldu. Hoşcoşkun, muskadan haberinin olmadığını söyleyince mahkeme başkanı, “Evinizde, odanızda ve çekmecenizde bulunan ve isminizin yazdığı muskadan haberinizin olmadığını söylüyorsunuz. Etkin pişmanlıktan faydalanmak istiyorsunuz” dedi. Mahkeme başkanının FETÖ üyelerine iltimas veya iş birliği yapıp yapmadığı sorusuna Hoşcoşkun, ‘Hayır’ cevabını verdi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Hoşcoşkun’un avukatı Abdi Yaşar ise müvekkilinin FETÖ’yle bağının bulunmadığını, rektörlük seçiminde herkesin yapacağı gibi birçok kurum ve kuruluşu ziyaret etmesinin doğal olduğunu vurguladı. Duruşmada dinlenen tanıklar ise rektör adaylığı sürecinde Hoşcoşkun’un FETÖ’den destek aldığı yönünde duyumlar öğrendiklerini ancak kendisini somut olarak örgütün düzenlediği bir toplantıda veya etkinlikte görmediklerini kaydetti. Mahkeme başkanı, sanık, avukatı ve tanıkların dinlenmesinin ardından Hoşcoşkun’un ev hapsini kaldırıp, yurt dışı yasağının devamına karar vererek, duruşmayı 5 Mart ‘a erteledi.